mercredi 11 mai 2011

İstanbul 4 gün boyunca gülecek

12-15 Mayıs tarihlerinde İstanbul, yepyeni bir organizasyon olan Uluslararası Mizah Festivali'yle tanışıyor. 'Festivale katılıyoruz, katıla katıla gülüyoruz' sloganıyla 'En son ne zaman güldünüz?' diye soruyor etkinlik. Zamanı bilinmez ama insanın neye ve neden güldüğü hâlâ dünyanın en büyük gizemlerinden biri. 
 
Ilk Uluslararası Mizah Festivali’mizin simgesi gülen bir eşek. Şimdiye kadar gülen bir hayvan keşfedilmediyse de insanoğlu hayvanlara bol bol gülüyor. Hatta öyle bir şey ki, kuyruğuna teneke bağladığı hayvana bile katıla katıla gülebiliyor. 
İnsanın neden güldüğü, nelere güldüğü, bu konuda yapılan araştırmalar yıllardır sürse de hâlâ gizemini koruyor. Bu senenin başında mevzuyu çözmek amacıyla dünyanın dört bir yanından akademisyenler, nörologlar, psikologlar toplanarak bir de sempozyum düzenleyip gülmenin sosyolojik, nörolojik, psikolojik altyapısını tartıştılar. İlk konuşmacı Western Ontario Üniversitesi’nden Rod Martin, ‘İnsan neden güler?’ sorusuna semantik açıdan yaklaşıyordu. Ona göre anahtar kelime ne mutluluk, ne sevinç ne de kahkahaydı, esas olan neşeydi. 
Graz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Helmut Karl Lackner ise stres, mizah ve solunum arasındaki ilişkiye odaklanarak gülmenin sırrını ortaya çıkarabileceğimizi söylüyordu. 
Sempozyumun en önemli isimlerinden biri, Colorado Boulder Üniversitesi’nden, 41 yaşındaki profesör Peter McGraw’dı. Mizah, genel olarak insan davranışları üzerine çalışan McGraw’ın özellikle ilgilendiği alanlardan biri. McGraw, 2009’dan beri ‘HurL’ (The Humor Research Lab-Mizah Araştırmaları) laboratuvarında ekibiyle birlikte araştırmalar yapıyor.

Mizahın bir şifresi yok

Konuşmasına ‘gıdıklanmak’ örneğiyle başlayan McGraw, kendikendimizi gıdıklayınca gülmediğimiz gerçeğini hatırlatarak basit sandığımız gülmenin esasında ne kadar karışık ve büyüleyici bir fenomen olduğunu söylüyor. McGraw’un teorisi, insanın karşısındakinin yaşadığı zararsız olaylara güldüğü. Bunlara seksist ve ırkçı şakalar da dahil. 
Buna göre kendisine zarar vermeyen, karşısındakinin de incinmeyeceğini düşündüğü olaylara gülüyor insan. Profesör ve öğrencilerinin motosikletle bir çemberi dönmeye çalışan ve sürekli düşen bir kişinin YouTube videosunu izlettirdikleri deneklerden de çıkardıkları sonuç bu. 
Elbette bir insanı kahkahalara boğan bir olay diğerini güldürmeyebiliyor. Bunun bir kanıtı da reçeteli esrar kullananan insanlar üzerinde yapılan deney. Esrar da herkes üzerinde aynı etkiyi yapmıyor tabii. Sonuç: Mizahın bir kodu yok! Ve McGraw’a göre bu kodu bulan kişi, dünyanın en zenginleri listesine anında yerleşebilir. 
Plato, Aristoteles, Thomas Hobbes, Kant gibi filozoflar, Freud gibi nörologlar da gülmek üzerine kafa yordu tarih boyunca. Freud’a göre mizah, insanların bastırılmış düşüncelerini ve duygularını güvenli bir şekilde dışa vurmalarıydı. Kant’ın teorisine göre insanların beklentileri ve gerçekler arasındaki uyumsuzluktu şakaların sebebi. Hobbes’a göre kiminin eğlencesi bir diğerinin rahatsızlığıydı. 
McGraw ise bu kişisel teorilerin hiçbirini tatmin edici bulmuyor. Kant’ın söyledikleri meşhur İngiliz komedi grubu Monty Python için geçerli olabilir, Hobbes’un teorisi eski komedyenlerden Henny Youngman’ı açıklayabilir ama hiçbir kişisel teori bütün gülünesi durumları açıklamak için yeterli değil. Özetle gülmek, gizemini hâlâ koruyor.


Cem Mumcu (Psikiyatr-Yazar)
Kaç bin milyon zamandır, kaç bin trilyon insan güler? Kimi dudaklarını yana açarak, kimi püskürte püskürte, kimi gizli saklı yapar bunu. Şapşal bilim bir tek yere, bir tek nedene ve bir tek dinamiğe bağlayacak ya her şeyi; gülmeye de biçim bulmaya kalkmış birileri. İnsan neden güler? Sinirden güler bazen. Mutlu oldum diye de güler, kendini mutlu sandığı için de. Kaçmak için yapar bazen asıl olandan; kimi zaman da asıl olanla karşılaştığı için. Acıdan güler, acıya güler, acıyla güler. Başkasınınkine güler, -bir cesaret- kendininkine güler. Susmak için ya da söylemek için güler. Oh dediği için, of dediği için, ah dediği için, ay dediği için, üf dediği için ve daha nicesi için yapar bunu. Korkudan güler kimi zaman, korkmamak için de… Kimi zaman yapmak zorunda kalır, tutamaz kendini. İçine dokunan, beynini elleyen, bedenini gıdıklayan bir şey olunca yapar bunu. Bazen başkasından bulaşır gülmek insana ama ‘Mania’nın gülmesi fena bulaşıcıdır. Bir de tetanoz olunca güler. Çene kaslarını tutar mikrop; giderayak güler surat acı acı. Ve sanki bir dengesi vardır gülmenin evrende. Birilerini güldüren, birilerini üzer. Tanrılardan biri hazla elemi birleştirip karıştırmak istemiş, bunu başaramayınca ‘Bari şunları kuyruklarından birbirine bağlayalım’ demiş. İnsanın nice kuyruğu böyle birbirine dolanmıştır. Bu yüzden gülmesine ya da başka bir haline öyle bir adet neden, bir adet sonuç biçmeye kalkanlara gülerim ben.

Metüst (Çizer ve mizah yazarı)
Gerçeğin muhalif, keyifli, hayali, olabilirlik halleridir, mizah! Bazen de gerçeğin ta kendisi! 
Yamuk bakmak, vicdan, empati, detay avcılığı ve klişe kırıcılığı esastır! Çağrışım, çeşitleme ve göndermeler desteğiyle üretilir! 
Herkes algı kapasitesince güler! 
Kimi ota boka güler, kimi kapkara şeylere! 
Ben kendiliğinden olan şeylere gülerim mesela! 
Saçması kaymış, kaydırılmış bir toplum olduğumuz için güleceğimiz şeylere ağlıyoruz, ağlayacağımız 
şeylere de gülüyoruz.


Ceyhun Yilmaz (Stand-up'çi)
Bir anlatım şekli olduğu gibi aynı zamanda hayatın içinde görünmez şekilde vardır mizah. Mizahçı herkesin üzerine bastığını baştacı yapandır. İnsanlar kendi kusurlarına, hatalarına ve bu hatalarda yalnız olmadıklarına güler. Mizahçının kullandığı dil ne kadar hayranlık uyandırıcı ise mizahı da o derece güçlü olur. Bir iletişim biçimi olan mizah elbette anlatıcı kadar anlayıcıya da ihtiyaç duyar. Temel olarak edebiyat kardeşi şiirden bir mantık farkı taşımaz. İçinde mutlaka çözmüşlük barındırmalıdır. Hayatı güzel yaşamak isteği hepimizde olduğu için mizaha hep aç yaşarız.

Engin Günaydin (Oyuncu)
Insanlar en fazla kendilerine gülüyorlar. Çünkü kendilerini çok akıllı, zeki ve her şeyi yapabilir olarak görüyorlar ama içinde yaşadıkları şeyler genelde zaaflar, yapamadıkları ve gizledikleri şeyler. Bunları gördüğü zaman da çok hoşuna gidiyor. Ondan dolayı yalnız olmadığını hissediyor. Ve kendisine bir arkadaş bulduğu için seviniyor.

Aucun commentaire:

Enregistrer un commentaire